İzmir’in dağlarından haberin var mı?

İzmir kimileri için yazları, hafta sonu kaçamaklarını, uzaktan çalışma hayallerini; kimileri için aile ocağını, üniversite yıllarını, mutlu hatıraları, iş bulup taşınma hayallerini ifade eder.
Çoğu insan için bir anlam ifade eden İzmir, ne yazık ki pek de bildiğiniz veya hayallerinizdeki gibi değil. Şehrin dört bir yanı ciddi çevre sorunları ve yapılaşma baskısı altında.
Hadi sadece son bir ayı (10 Şubat-10 Mart) kısaca hatırlayalım. Bu haberlerden kaçını duydunuz?
Not: Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’ndan özetlerde kısaca Bakanlık diye bahsedeceğim.
👉 ”İzmir’in Çernobil’i” Gaziemir’deki normalin 7 bin kat üzerinde radyoaktif değer tespit edilen eski kurşun geri kazanım fabrikasındaki nükleer atık bulaşan toprak bertaraf edilmeden, Ege’nin yaş sebze-meyve deposu Torbalı’da boş bir araziye gelişigüzel döküldü. Bakanlık 2 hafriyat şirketine 11 milyon 218 bin TL idari para cezası kesip suç duyurusunda bulundu.
👉 Aliağa’da deniz 150 bin metrekare doldurularak 400 yat bağlama kapasiteli Şakran Yat Limanı için ÇED süreci ilerliyor; bu kapsamda halkın katılımı toplantısı yapıldı.
👉 Foça Kocamehmetler Mahallesi’nde, mahkemenin ÇED muafiyeti kararını iptal etmesine karşın 2 taş ocağı, hiçbir şey olmamış gibi faaliyetlerine devam ediyor.
👉 Aliağa’da 2014’ten bu yana belediyeden ruhsat alamadığı halde faaliyetine devam eden İzdemir Termik Santrali’nin mühürlenmesinin ertesi günü, aynı şirketin İzdemir Termik Santrali-II projesi için Bakanlık ÇED olumlu kararı verdi.
👉 Bornova Erzene Mahallesi’ndeki 190 hektarlık zeytinliği ve tarım alanını doğal sit statüsünden çıkararak konut yapımına olanak tanıyan şekilde değiştiren Bakanlık, imar planını askıya çıkardı.
👉 Koza Altın İşletmeleri’nin Dikili’nin Çukuralan Mahallesi’nde kurmayı planladığı altın madeni kırma-eleme tesisi için Bakanlık ÇED olumlu kararı verdi.
👉 33 dönümlük Çeşme Aya Yorgi Koyu’nun %54’ünün konut ve ticari alan ilan edildi; 7 bin metrekarelik kısmı ise günübirlik tesis statüsünden çıkarılarak otel alanına dönüştürüldü.
👉 Tire-Belevi karayolu yapımı projesinde, ‘minik’ bir güzergah revizyonu dolayısıyla Tire’nin Çayırlı Mahallesi’nde acele kamulaştırmayla köylünün zeytin ve incir bahçelerinin ellerinden alındığı; binlerce çam, zeytin ve incir ağacı kesilmeye başlandı.
👉 İzmir Valiliği’nin Menderes, Aliağa, Foça, Selçuk, Kiraz, Ödemiş, Tire, Karşıyaka, Bergama, Kemalpaşa, Menemen, Torbalı ve Dikili’de toplam 141 bin 987 hektarlık alanda 40 jeotermal arama ve işletme ruhsatları için ihale açtı ancak -şükür ki- ihalelerde yalnızca bir şirket sadece bir JES için teklif verdi.
👉 Ege Üniversitesi’nde yürütülen İzmir Kıyılarında Sahil Çöpü ve Sahil Yüzey Kumu Mikroplastik Kirlilik Düzeyinin Belirlenmesi projesi kapsamında yapılan incelemelerde İzmir Körfezi mikroplastik açısından çok kirli; İnciraltı Kent Ormanı, Urla ve Güzelbahçe kıyıları ise makroplastik açısından çok kirli olarak raporlandı.
👉 Çeşme’de 140 dönümlük arazide kurulması planlanan Güneş Enerjisi Santrali’nin ÇED sürecinde yapılması gereken halkın katılımı toplantısı ikinci kez protestolar dolayısıyla yapılamadı.
👉 Bakanlık, Büyükşehir’e Harmandalı Katı Atık Tesisi’nden kaynaklanan atık suyun, belediyeye ait yağmur suyu kanalı aracılığıyla Harmandalı Deresi üzerinden doğrudan İzmir Körfezi’ne deşarj edilmesi dolayısıyla 1 milyon 671 bin 844 liralık ceza kesti.
👉 ÇED kapsamındaki halkın katılımı toplantısı protestolar dolayısıyla yapılamayan Urla Çeşmealtı Yat Limanı Projesi, Milli Savunma Bakanlığı’nın olumsuz görüş vermesi dolayısıyla iptal edildi.
👉 Torbalı Yeniköy’de 30 hektarlık bir alanda kurulması planlanan taş ocağının ÇED kapsamında yapılması gereken halkın katılımı toplantısı, protestolar dolayısıyla ertelendi.
Bu konular sadece İzmir’de yaşayanların, sadece İzmir’e taşınmayı düşünenlerin, sadece İzmirlilerin, sadece doğa savunucularının ve sadece gazetecilerin radarında olmamalı.
Doğaya, İzmir’e sahip çıkmak için; yerel ve ulusal demokratik süreçleri işletebilmek ve yaşananlara dair direnç noktası yaratabilmek için, gündem oluşturabilmek için herkesin katkısına ve dayanışmasına ihtiyaç var.
Sadece ulusal veya ana akım medyada görünen ‘büyük’ olaylar dışında işte son 30 günde tam olarak İzmir’de bunlar yaşandı.
Ben, zamanında ve yeterli biçimde bilgiyle donanabilmeniz ve sağlıklı biçimde gündem oluşturabilmeniz için size bu haberleri ulaştırmak adına hafta içi her sabah gönderdiğim İzmir Postası adında bir e-bülten hazırlıyorum. İlginiz varsa beklerim.